Online Randevu

Metabolik Cerrahi ve Obezite Cerrahisi

Metabolik Cerrahi ve Obezite Cerrahisi

Obezite Cerrahisi

Obezite, oldukça ciddi sağlık sorunlarına neden olan ve yaşam süresini kısaltan bir hastalıktır. Obezite hastalığını kategorize etmek için laboratuvar ve görüntüleme teknikleri, vücuttaki yağ oranı ve yağlanmanın tipi gibi birçok parametre kullanılmıştır. Ancak günümüzde obezitenin sınıflandırılması için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) vücut kitle indeksi (vki) kullanılarak tüm dünyada ortak bir dil oluşturulmaktadır. Vücut kitle indeksi herkesin basit bir işlemle hesaplayabileceği bir değerdir. Vücut kitle indeksinin 30’un üzerinde olan bireyler obez olarak değerlendirilir.  Ve diyet, egzersiz gibi tedavilerle sağlıklı kilo veremeyen 18-65 yaş arası vki 40’ın üzerinde ya da 35’in üzeri ek hastalıklar problemi olan herkese cerrahi olarak uygulanabilen kapalı operasyonların bütününe obezite cerrahisi denir.

Obezite ameliyatı için 18 - 65 yaş aralığında olmak gerekir. Vücut kitle indeksinin 35 üzeri ek problem ve 40 üzeri olması gerekmektedir. Obezite ameliyatı kapalı olarak gerçekleştirilir ve operasyon süresi operasyonun türüne göre değişkenlik gösterebilir. Ameliyat sonunda kilo verme süreci 1,5 2 yıl kadar sürebilir ve başlangıçta, giriş kilosunun %10’u hızlı bir şekilde verilebilir. Öte yandan hastanın istikrar ve disiplin durumuna göre mevcut kilosu üzerinden azalarak kilo verilmeye devam edilir.

Obezite Ameliyatının Avantajları

  • Obezite ameliyatlarının en büyük avantajı laparoskopik (kapalı ameliyat) prosedürlü yapılmasıdır.
  • Ameliyat kapalı yöntemle gerçekleştirileceği için daha az ağrı, dikiş yerleri daha küçük ve buna bağlı olarak komplikasyon riski daha düşüktür.
  • Açılan dikişler estetik dikişle dikildiği için belirgin iz kalmaz.
  • Hastalar ameliyattan 4 saat sonra ayağa kalkabilirler.
  • Ameliyattan sonraki 4. gün masa başında çalışanlar işlerine dönebilir, ağır işlerde çalışanlar 1 hafta istirahat etmesi gerekir.
  • Taburcu olan hastalar kendilerini yormayacak şekilde yürüyüşler yapabilirler.
  • Ameliyat sonunda hızlı bir şekilde kilo verilir ve sağlıklı bir vücuda daha hızlı kavuşulur.
  • Fazla kiloların neden olduğu uyku apnesi problemi düzelir.
  • Solunum sıkıntıları azalır.
  • Ameliyat sonrası kalp rahatsızlıkları riski azalır.
  • Hipertansiyon sıkıntısı yaşayan hastaların tansiyon ölçümlerinde ciddi düzelmeler oluyor.
  • Hatta hastaların %60-70’i tansiyon ilaçlarını kesiyor.
  • Tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyeleri ciddi oranda düzeliyor.
  • Hastaların yaşam kalitesi artıyor.

Obezite ameliyatı geçiren hastaların yeniden kilo almamaları için diyetisyen ve doktor ile sıkı temas halinde olması gerekir.

Metabolik Cerrahi

Tip 1 Şeker Hastalığı

Tip 1 şeker hastalığı bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bu rahatsızlıkta vücudun bağışıklık sistemi kan şekerini hissederek ona göre insülin salgılayan pankreasımızdaki beta hücrelerini yabancı bir hücre zannederek ona saldırıyor. Böylece pankreastaki beta hücreleri fonksiyon göremez hale geliyor ve bir süre sonra da tümüyle yaşamsal işlevlerini yitiriyorlar. Yani tip 1 şeker hastalığı vücudun aslında kendine ait olan bir dokuyu yabancı kabul ederek onu harap etmesi sonucunda meydana geliyor.  Tip 1 şeker hastalığında vücudumuzda hiç insülin üretilemiyorken, insülin direnciyle giden Tip 2 diyabette ise vücudumuzda halen bir miktar insülin üretimi var ancak vücudun ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. Diyabet teşhisi konulması biraz da nasıl başladığıyla fark edilen bir durumdur. Bununla birlikte bir takım laboratuvar testleri de doktorlara yardımcı olur. Tip 1 diyabet çoğunlukla gürültülü bir tabloyla başlıyor ve,

  • Hızlı kilo kaybı
  • Çok su içme
  • Sık idrara çıkma
  • Halsizlik
  • Yorgunluk
  • Bulanık görme

gibi kan şekeri yüksekliği belirtileri ile daha belirgin şekilde kendini gösteriyor.

Tip 1 Diyabet Tedavisi

Tip 1 şeker hastalığının tedavisi konusunda, tıbbi ilaç seçenekleri Tip 1 şeker hastalığında eksik olan insülin hormonunu yerine koyarak tedavi edilmesine yardımcı olmaktadır. Bu nedenle şu an elimizde var olan imkanlarla Tip 1 şeker hastalığı olan bireyi tedavi ederken kan şekerini sağlıklı bireylerin kan şekeri seviyelerine getirecek insülin ve kan şekeri ölçüm sistemlerini kullanarak kan şekeri seviyelerinin normal olması, hayatını diyabeti olmayan sağlıklı bireyler gibi sürdürmesi sağlanır.

Tip 2 Şeker Hastalığı

Tip 2 diyabette pankreas insülin üretir ancak bunu kullanamaz. Oldukça etkenli ve dinamik bir rahatsızlıktır, yalnızca hormonal faktörler değil, psikolojik ve çevresel faktörler de mevcuttur. Klasik tedavi sayesinde tip 2 diyabet hastalarının %20’sinin kan şekeri, diyet ve egzersiz olmadan kontrol altına alınır. Aynı zamanda cerrahi tedavi ile tip 2 diyabet hastalığından kurtulma oranı yüksektir.

Cerrahi Tedavi

  • Organ deformasyonlarına göre ayrı ayrı analiz yapılır,
  • Kapalı ameliyattır,
  • Yaralar kısa sürede iyileşir ve dikiş aldırma yoktur,
  • Operasyon 2-3 saat sürer,
  • 4-6 saat sonra hasta ayağa kalkabilir,
  • 48 saat sonra ilaçlı sızdırmalık testi yapılır,

Operasyon 2 aşamalıdır;

  • Midenin açlık hormonuna göre müdahale edilir,
  • Bağırsaklarda yer değişikliği yapılır ve pankreas aktif çalışır konuma getirilir.
  • Burada amaç insülin direncini ortadan kaldıracak hormonal değişiklikleri başlatmaktır.
  • Şeker düzenleyici hormonlar daha etkin kullanılır ve böylece insülin rezervleri daha uzun süre korunmuş olur,
  • Kan şekeri kontrol altına alınır.
  • Tip 2 diyabeti kontrol altına alınır,
  • Tip 2 diyabetin kötü seyri önlenmeye çalışılır.

Başarılı bir operasyon gerçekleştirilebilmesi için vücudun az da olsa insülin üretebiliyor olması gerekir. Ameliyat vücuttaki rezervler bitmeden yapılmalıdır.

Diyabet hapları, insülin iğneleri, ilaç miktar ve sayı azalımı gibi etkili sonuçları vardır. Göz, böbrek, nörolojik problemler, kalp ve damar problemlerinden de kurtulunur.

Tansiyonun yükselmesi, obezite, uyku apnesi, kolesterol ve trigliserit yüksekliği, koroner arter hastalığı, polikistik over sendromu gibi rahatsızlıklardan kurtulunur.

Tüp Mide Ameliyatı

Tüp mide ameliyatı, günümüzde zayıflama için yapılan yöntemlerden en popüler olanıdır. Bu ameliyatta mide uzunlamasına kesilir ve %75-80’i çıkartılır. Kalan mide muz veya sosiz görünümü alır. Bu operasyon ile mide küçülür ve alınan gıda miktarı azalır. Midenin en kolay ve en çok genişleyen kısmı çıkarılır. Kalan kısmın genişleme kapasitesi düşük olduğu için alınan gıdalar hemen gerginliğe neden olur ve az miktar ile doyma hissi yaşanır. Hacmi küçülen alınan gıdaların az olması sonucunda gıdalar mideyi hızla terk ederler. Böylece midenin genişlemesine olanak verilmez. Bu operasyonla alınan gıdaların azaltılması sağlanırken, mideden hızla ince bağırsağa geçen gıdalar ince bağırsaktaki refleksleri uyarır. Bu durumda bağırsaklar daha hızlı çalışır. Bağırsakların hızlı çalışması ile alınan yüksek kalorili gıdaların emilimi azaltarak kalıcı kilo vermeye destek sağlanır.

Gastrik Bypass

Gastrik bypass, hem gıda alımını engelleyici hem de alınan gıdaların emilimini bozucu etki yaratarak, morbid obezite tedavisinde uzun bir dönem “altın standart” kabul edilmiş, kapalı teknikle yapılan bir operasyondur. Yaklaşık 2 saat sürer. Hasta 2-3 gün içerisinde taburcu olabilir. Gastrik bypass ameliyatı ile hastanın tüm mekanizmalarına etki edilir, iştahında bariz bir azalma görülür ve böylece hızlı kilo vermesi sağlanabilir. Kilo vermek için uzun dönemde başarı açısından en etkili yöntemlerden biridir. Bu ameliyat tüp mide operasyonu ile kıyaslandığında tip 2 şeker hastalığını ve tansiyonu da aynı düzeyde kontrol altına alır. Bu operasyonun iki ana amacı vardır; mide hacmini küçültmek ve emilimi kısıtlamak.

Mide Balonu

Mide balonu, endoskopi işlemiyle hekimler tarafından mideye yerleştirilen silikon bir balondur. Son yıllarda obezite ile savaş noktasında genel cerrahlar mide balonu uygulamasını sıklıkla gerçekleştirmektedir.  Mide balonunun kapladığı hacim sayesinde kilo vermek isteyen kişilerin daha az porsiyonlarda yiyerek ideal kiloya daha erken ulaşmalarını sağlamaktadır. Burada hedeflenen kişinin günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar besin değeri yüksek ancak kalori içeriği düşük porsiyonlar tercih etmesi ve bunu yaşam tarzı haline getirmesini sağlamaktır. Şişmanlığın tedavisi için mide kelepçesi, mide bandı gibi işlemler uygulanmış ancak 2016 yılının sonlarına doğru yerini mide balonuna bırakmıştır.

diğer blog yazıları

blog
Basur (Hemoroid) ve Anal Fistül: Ameliyat Yöntemleri ve Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri
Basur (Hemoroid) ve Anal Fistül: Ameliyat Yöntemleri ve Ameliyatsız Tedavi Seçenekleri

Basur (hemoroid) ve anal fistül tedavilerinde ameliyat bazen kaçınılmaz olabilir, ancak daha hafif vakalarda ameliyatsız yöntemlerle de başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Detaylar
Basur (Hemoroid) Ameliyatı Sonrası Tekrarlama Riski Nedir ?
Basur (Hemoroid) Ameliyatı Sonrası Tekrarlama Riski Nedir ?

Basur ameliyatı sonrası hemoroidlerin tekrar etme riski genellikle düşük olsa da, tamamen ortadan kalkmış değildir.

Detaylar
Mide Tüpü Nedir ?
Mide Tüpü Nedir ?

Obezite tüm dünyada her geçen gün artan sağlık sorunları arasında yer alır.

Detaylar

iletişim

iletişim

İletişim Formu

Tüm soru, görüş ve önerileriniz için aşağıdaki
form aracılığı ile bize ulaşabilirsiniz.

Adınız Soyadınız
E-posta Adresiniz
Telefon Numaranız
Mesajınız

iletişim

iletişim
Adres

Gürlife Hastanesi
Obezite ve Diyabet Cerrahisi
Fevzi Çakmak Mah. Akınsel Sok. No:1
Tepebaşı Eskişehir

TELEFON

0552 200 59 69

+90 507 350 07 26 (EN)

BİZE ULAŞIN

Sosyal medya kanallarımızdan bize ulaşabilir,
yeniliklerden haberdar olabilirsiniz.